[ Web Mail ]
Güzelsu
Beni Hatırla
» Yeni Kullanıcı Kaydı
» Şifremi Unuttum
0 üye, 0 ziyaretçi bağlı durumda

Güzelsu'nun Tarihi

Gönderen: Bilge Karabacak @ 2005-02-06 23:43:59

Güzelsu - Sülles - Siliyadis

Sülles isminin menşeine dair bilgimiz yoktur. Kumandan Silyas’ın ismine izafe edilerek adlandığı yolundaki rivayetler de fazla bir değer taşımaz.

Defter-i Hakani kuyudatında, köy oldukça büyük, kalabalık bir merkez olarak gösterilmektedir. O zaman vergi ödeyen 80-90 kadar Müslüman aile meyanında 49 tane hristiyan’a da tesadüf etmekteyiz. Gebr adını taşıyan bu ailelerin sipahiye ne miktar akçe tesviye ettiklerini bilmiyoruz.

Sülles, Sere Beli denilen ormanlık bir boyun noktasının gerisinde yüksek ve müstesna bir mevkide kurulmuştur. Etrafında tek tük eski eser kalıntılarına tesadüf edilir. Köyün gerisindeki tepelerden, günün münasip saatlerinde Akdeniz’i uzaktan görebilmek mümkündür.

1328 de bucak merkezi haline getirilen Sülles, oldukça geniş bir araziye yayılmakta idi. 1936’da Gündoğmuş ilçesi kurulduktan sonra köylerin sayısı azaldı, sınırları daraldı, dağlık, taşlık, fakir ve yoldan mahrum olan köyleri kısmen alınarak Gündoğmuş’a bağlandı.

Sülles’in vergiye esas olan mahsulleri, Akdarı, üzüm, hububat ve Göveri idi. Ağnam, bunlardan sonra geliyordu. O zamana ait köyde müteaddit vakıf kayıtlarına tesadüf ediyorsak ta bunlardan en ehemmiyetlisi Hoca Camii Şerifidir. Bu mabedin, eskiler arasında en sonra tescil edilenlerden birisi olması muhtemeldir.

Eski tesisler arasında Sultan Abdülmecid tarafından yaptırıldığı tespit olunan medrese ile mevkufatı ayrıca dikkati çekmektedir.

Bu medrese vaktiyle Sülles’te büyük bir ihtiyacı karşıladı. Malan içi denilen bölgeden, Sülles etrafından gelen talebelere burada Mahmud Efendi, daha sonra Abdurrahman Efendi adındaki zevat ders verdiler, bir çokları bunlardan mücaz oldu. Büyük din alimi Ahmet Hamdi Akseki, ilk feyzini bu medreseden aldı. Hususiyetlerine biygrafisinde temas ettiğimiz Hüseyin Rıfkı Efendi de bu medreseden yetişti.

Vaktiyle Yeğen Mehmet Paşa’nın da burada bir çeşme yaptığı, para vakfettiği hakkında bir kayde tesadüf edilmektedir.

Kasaba 10 seneden beri az çok gelişme halindedir. Meşrutiyetten beri açılmış olan ilkokulu cumhuriyet senelerinde tam kadrolu ve pansiyonlu hale getirilmiş, sonradan pansiyonu kaldırılmıştır. Nahiyenin belediyesi yoktur. 710 kişiden ibaret olan nüfus sayısı ile beraber bucağı teşkil eden genel nüfus, (Çukurköy-Efteşe, Çaltılıçukur, Pınarbaşı-Minval, Taşlıca-Kilisalı, Fersin ile beraber) 3000’i bulmaz. Nahiye merkezinde kadrolu bir doktor vardır. PTT teşkilatı henüz kurulmamıştır. Bir şose ile umumal yola bağlanması etrafında çalışmalar vardır.

Köyün etrafında Biladancık, Mışık, Katran içi, Bağlar gibi mesire mahalleri, yaylalar, sulak mahaller pek çoktur. Ticaret hayatına atılan halkın bir kısmı Antalya, Ankara, Konya ve Ege havalisinde çalışır. “Gavur ini”, “Asar”da eski eser izleri vardır.

Kemal Özkaynak

Akseki Kazası

 
 
Favorilerime ekle | Giriş Sayfası Yap | Site Haritası | Site İlkeleri